İçindekiler
Casablanca’dan Rick Blaine
Rick Blaine, 1942 yapımı Casablanca filminin baş karakteridir ve unutulmaz klasik film karakterleri arasında yer almaktadır. Humphrey Bogart’ın canlandırdığı karakter, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Marakeş’teki bir bara sahiptir ve nazilerden kaçan insanlara yardım etmektedir. Fakat eski sevgilisi Ilsa Lund (Ingrid Bergman) da barına gelir ve işler karışmaya başlar. Rick, Ilsa’nın adamı Victor Laszlo’ya yardım edip onları ülkeden kaçırmak mı yoksa eski aşkı Ilsa’ya geri dönüp hayatına devam mı etmek istediğine karar vermek zorundadır.
Casablanca, filmden bağımsız olarak da günümüze kadar birçok kitap, müzik ve sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. Rick Blaine’in karakteri ise zaman içerisinde birçok aktör ve yapımda referans alınmıştır. Humphrey Bogart’ın harika performansı, Blaine’in zeki ve cool tavırları ile birleşerek karakterin yer edinmesine neden olmuştur.
Rick Blaine, karanlık savaş yıllarında kendi çıkarlarından vazgeçip insanlığın çıkarlarına yönelen bir karakter olarak hafızalara kazınmıştır. Bu özelliği ile günümüzde hala bir ilham kaynağı olarak görülmektedir.
The Godfather’dan Vito Corleone
Sinema tarihinin en unutulmaz filmlerinden biri olan The Godfather’da, Marlon Brando’nun canlandırdığı Vito Corleone karakteri, film tarihindeki en unutulmaz klasik karakterlerden biridir. İtalyan asıllı bir Amerikan mafya lideri olan Corleone, güçlü bir liderlik yeteneğine sahipti ve ailesine karşı aşırı koruyucu bir tavır sergiliyordu. Film, Corleone’nin ailesinin suç dünyasına yükselişiyle ilgileniyor. Leventhal Ajanı McCluskey ile yüzleşmek için gerçekleştirilen acımasız baskında yaralandığında, Corleone’nin yerine geçecek bir halef’i seçmesi gerekecektir. Oğullarından biri olan Michael Corleone, babasının yerine geçerek ailenin işlerini sürdürmeye devam eder. Vito Corleone karakteri, sinema tarihinin en ikonik karakterlerinden biri olmayı hak ediyor. Onun zekası, liderlik becerileri, sadakati ve ailesine olan aşkı, onu unutulmaz kılıyor.
Gone with the Wind’dan Scarlett O’Hara
Gone with the Wind, film tarihinin en ikonik romantik-dram filmlerinden biridir. Filmde gördüğümüz Scarlett O’Hara, Margaret Mitchell’in aynı isimli romanının da ana karakteridir. Scarlett, Amerikan İç Savaşı’nın patlak verdiği dönemde Güneyli bir genç kızdır. Tutkulu ve kararlı bir kadındır. Filmin başrolü Vivien Leigh ile taçlandırılan bu karakter o dönemlerin zorlu atmosferinde prensiplerinden ödün vermeden hayatta kalabilmek için ne kadar sertleşebileceğini bize gösterir. İlk sahnelerinden itibaren Scarlett, okuyucuların ve izleyicilerin dikkatini çeker. Savaşın sona ermesine ve yaşadığı tüm zorluklara rağmen, her şeyin üstesinden gelir ve hayatına yeniden yön verme şansı elde eder. Scarlett O’Hara, hayatta kalmak için mücadele eden ve aynı zamanda tutkulu bir aşkın peşinden koşan bir karakterdir. Tüm zorluklara rağmen hayatta kalmayı başaran, karakterinin güçlü yapısı ile unutulmaz bir figür olarak tarihe geçen Scarlett O’Hara, birçok insanın kalbinde yer etmiştir. Gone with the Wind, Scarlett O’Hara’nın hikayesi ile izleyicilere zorlu dönemlerde hayatta kalmanın ve aşkı takip etmenin önemini anlatmaktadır.